20 Aralık 2009 Pazar

SALİHA'NIN İLK ÖĞRENDİKLERİ ve KREŞİ


Annesi geçmiş bir meseleden bahsediyordu. Saliha "ben de ordaydım deemi" dedi. Annesi "evet" diyince; "Ama babam bebekti orada yoktu değil mi deyiverdi." Daha önce de bizim düğüne geldiğinden anlatmış bizi güldürmüştü.
Kreşe başladı hanımefendi. Bu iyi olacak diye düşünüyoruz. Haftada iki gün Salı ve Perşembeleri gidecek. Orada oynar koşar zıplar açılır, paylaşmayı şunu bunu öğrenir, bir de ne öğretebilirlerse Allah bereket versin. Geçen Perşembe gitti. Hiç yabancılık çekmemiş, ağlamamış. Akşam annesiyle beraber aldık, gayet rahat ve neşeliydi. (off the record: annesi de biraz nefes almış olur. Pazar akşamı şu anda Cumadan beri Saliha'yla birlikte kalmak sinirlerimi yıprattı. Kolay iş değil sürekli Salihayla dolaşmak)
Saliha bayağı bir şey öğrendi annesiyle dolaşırken ama. Mesela su içmeden önce çömeliyor, "bislammah her hayyın basıdır, biz dahi basta ona baslarız." diyor. Birkaç yudumda içip "aplannah" diyor. İslamın şartın sayıyor. Subhanekeyi (birkaç tökezleme dışında) okuyor. Bizi kim yarattı, peygamberimizin adı, annesinin adı, kitabımız... cevaplarını veriyor. "Tipatımız kurhan, mezhebimiz hanefiii"
Kreş de faydalı olur inşallah. Fotograftaki kreşin gerçek fotografı. Sitesinden kopyaladım.

5 Aralık 2009 Cumartesi

CAİLLOU (KAYU) ve KURBAN BAYRAMI





Caillou adlı çizgi film (trt ve yumurcak tv'de). Saliha bunu hipnotize edilmiş gibi izliyor. Bunun sitesini de sık kullanılanlara ekledim, kendisi açıp izliyor. Cidden güzel çizgi film ama ben de beğendim. Gavurlar hangi yaşın neden hoşlanacağını biliyor yapıyor. Darısı bizim yapımcıların başına.

Kurban Bayramını Ankara'da geçirdik. Bayramın birinci günü kurbanla uğraştık. İkinci gün Saliha'yla bayram gezmesi yaptık. Salihanın babasının teyzesi ile babasının teyzesinin teyzesine ziyarete gittik, sonra babasının amcaoğluna ve sonra annesinin dayısına. Üçüncü gün Saliha'nın babasının dedesinin kardeşinin torunu ziyarete geldi bize (öncekinden daha uzun oldu.)

4dnmmmmmmnjjööuuuuuuyuuıluııııııııııııııuı (burayı Saliha yazdı Salihanı doğum günü yaz deyip duruyor)

15 Kasım 2009 Pazar

SALİHA'YA MASALLAR


Saliha bazen canı sıkıldığında, çoğu zaman uyumadan önce masal anlatmamızı istiyor. Ben de uyduruyorum birşeyler. Ama iş biraz sistematikleşti. Saliha istekte bulunuyor. Mesela "gömlekle bir masal anlat, lambayla bir masal anlat" diye aklına ne gelirse söylüyor ben de dediği kelimeyle ilgili aklıma ne geldiyse Allah ne verdiyse uyduruyorum. Bir kız varmış adı neymiş? diye soruyorum. O "Salihamış" diye cevap verince başlıyorum. Bugün "kitapla" istedi ben de 'Saliha her ay bir kitap almış. Büyüyene kadar çok kitabı olmuş, bir raf kitabı olmuş, büyüyüp de onları artık okumayınca babasıyla götürmüş bir kütüphaneye vermişler, başka çocuklar da okumuş' mealinde :) bir masal anlattım.
Bir de Saliha'dan kelime yazalım numunelik: Oh danımaaa.(Annesiyle anlaşamayınca söylüyor. O kadar hızlı öğreniyor ki bu yaşta çocuklar, insan nerden nasıl öğrendi anlamıyor.)
Bugün Salihanın babasının teyzesi (uzun oldu biraz) Bursa'dan geliyor. Onu karşılamaya gideceğiz az sonra.

4 Kasım 2009 Çarşamba

SALİHANIN RESMİ




















Kolay silinen yazı tahtaları sayesinde Saliha resim yapar oldu. Bir tane ben almıştım bunlardan bir de halası almış. Artık bol bol yazıp çiziyor. Çizdiklerinin ne olduğunu söyleyince de benzettiğini gördük. En güzelleri kuş resmiydi, onu buraya koyayım dedim. Kuş resmi ve Salihanın benim ders notları üzerinde resim çalışması yaparken çekilmiş bir resmi var. Ayrıca son zamanların favori oyuncek bebeği; dua okuyan bebek. Adını Çiçek koydu bayağı da ilgileniyor.

2 Kasım 2009 Pazartesi

RATATOUILLE

Saliha'nın Ratatouille-Ratatuy (Latatuy-salihaca) filmini buraya eklemek lazım. Arı'dan sonra en çok sevdiği, izlediği animasyon bu oldu.

Gerçekten güzel film. Biz de hem Saliha'nın sayesinde defalara izledik. Saliha artık filmdeki replikleri ezberlemeye başladı. "Kardeşim burası Paayiis" diyor bir sahnede fare kardeşine. Saliha da iki elini yana açarak bunu tekrar ediyor. Bir de "herkes yemek yapabilir" lafı var ki bu filmin anafikri gibi. Filmde bir farenin yemek kitapları okuyarak yemek programları izleyip aşcı olmasını filan anlatıyor. Bir de Yemek eleştirmenine kızsana diyor arada bir, çocukluğunu hatırladığı sahne de favorilerinden. (Şimdi de bağıra çağıra bunları tekrar ediyor.)

Bu arada yarın yeterlilik var. Saliha da mağdur oldu bu sınav işinden bayağı. Çocuk sınav sınav bıktı. İnsanın babasının sınava çalışması ezber yapması güzel birşey değil. Sağ salim şu işi başımızdan atarsak Salihayla sinemaya up (yukarı bak) izlemeye gideceğiz. Saliha imtihandan sonra balona gidecez diyor. Allah sağlık sıhhat verirse...
Saliha'nın en iyi oyuncağı bilgisayar. (baagalay diyordu yeni yeni düzeltti telaffuzu.). Salihayla bilgisayar başına geçmek için yarıştığımız oluyor. Başından kalkıp bir yere gittiğinde "yeyime otuymayıııın" diye bağırıyor.
Bu günlük bu kadar bakalım.

19 Ekim 2009 Pazartesi

SALİHA 3 YAŞINDA









Saliha'nın doğum günüydü (19 Ekim 2009). Saliha'ya bir bahçivan aldık sonra da bir pasta alıp yedik. Üç kağıtçı pastaneci pastanın üstüne yazı yazarım dedi, gofretin üstüne yazmış. (Yukarıda köşesini Saliha ısırmış) Neyse böyle olsun bari dedik. Eve geldik baktık fotograf makinesinin pillerinin şarjı yok. Onu biraz şarj ettim birkaç fotograf bir kısa video çekebildik.
Yeterlik sınavı gelecek ayın üçünde bir yandan da ona hazırlık var. Allah yardımcım olsun.
Salihacık Allah hayırlı uzun ömürler versin. Aaamin.
Üfürme merasiminin kısa videosu aşağıda:


8 Ekim 2009 Perşembe

GECE BAHÇESİ













Salihanın akşam vakitleri "maka paka uyumuş mudur" diyerek açtırdığı şansı yaver giderse TRT Çocuktan izlediği garip çizgi animasyon. Ne öğretmeye çalıştığını falan bilmiyorum ama gavur yapmışsa vardır bir hikmeti, zararı yoktur en azından diyorum. Koca BBC yanlış iş yapmaz. Bütün kahramanların ismini öğrenmiş. İzlesin bakalım...

18 Eylül 2009 Cuma

BLOGU AÇMA

Saliha'nın blogunu Sık Kullanılanlara ekledim. Artık benim fasbukumu açalım mı diye tutturmayacak kendisi açacak. Açmayı öğrendi hemen çektim bu videoyu. İkimizin de fasbuku var de mi ? diyince annesi 'benim yok' dedi. Saliha hemen ben sana vererim. dedi çocuk gönlü geniş garibanın.

Dün de benim cimailim yok deeemi dedi. Sonra ben var deyince (e-mail adresi almıştım daha önce) salihayldz@hotmail.com diye. "Bos ama deeemi" dedi. Emaili, gnaili nerden duydu bilmem.

Bu kadar bilgisayarla, internetle uğraşmamamız gerek belki de.

15 Eylül 2009 Salı

HİCRİ DOĞUM GÜNÜ ve İKİ OYUN

Bugün Saliha'nın hicri doğum günü (veya yarın) Saliha Kadir gecesinin gündüzünde dünyaya teşrif etmişti gibi hatırlıyorum.
Bu arada Saliha'nın iki oyununu yazayım. Dayısının kızlarından öğrendi muhtemelen.
Zımbır zımbır kötecik (bir kişi yere uzanır, diğerleri tekerlemeyi söyleyerek sırtına vurur, en sonunda eller yukardan aşağı yumruk yapılır. uzanmış olana kimin eli üstte diye sorulur bilince uzanan kalkar yerine bildiği yatar.)
El El epenek (bunu çok anlamadım)

14 Eylül 2009 Pazartesi

SALİHA SULTAN VE ÇEŞMESİ


Geçen gün bir radyoda dinledim bu hikayeyi. Salihacığın adaşı bir padişah validesi varsa ekleyelim dedim. Saliha Valide Sultan Çeşmesinin eski veyeni halinin resimleri ve hikayesi aşağıda:

IV. Mehmet"in eşi Rabia Gülnuş Valide Sultan, bir gün Azapkapı taraflarından geçerken, gözüne buradaki basit çeşmenin önünde ağlamakta olan küçük bir kız çocuğu çarpar. Küçük kızı avutmak amacıyla eline biraz para sıkıştırmak isterse de, çocuk "testisi kırıldığı için değil, evine su götüremeyeceği için ağladığını" söyler. Saliha adındaki bu kızın cevabından hoşlanan Sultan, onu sarayına alır ve yıllarca özenle büyütür, yetiştirir. Yaşı gelin ce de oğlu II. Mustafa ile evlendirir. Saliha Sultan, yıllar önce önünde testisinin kırıldığı o basit, küçük mahalle çeşmesinin yerine, mevkiine yaraşan büyük bir çeşme yapılmasını arzu eder. Yıllar sonra oğlu 1. Mahmut tahta çıktığında, annesinin bu arzusunu yerine getirmek için harekete geçer. Kayserili Mustafa Ağa"ya, Lale Devri üslubuna uygun, her yanı nefis taş işçiliğiyle süslü çeşme yaptırır. Suyunu da Topuzlu Bendi"ne bağlı Taksim Suyu"ndan getirtir.
İstanbul’ un en turistik bölgelerinden biri olan Beyoğlu, Unkapanı Köprüsü ayağında, Sokullu Mehmet Paşa Camii arkasında yer alan Saliha Sultan Sebili ve Çeşmesi restorasyonuna Eylül 2005 tarihinde başlandı. 5 ay süren bir çalışma sonucunda özellikle çeşmenin altın varaklı çatısı ve kubbeleri aslına uygun olarak yenilendi.

13 Eylül 2009 Pazar

İLK TERAVİH

Ramazan ayındayız.
Saliha ben teravihe giderken bir kaç defa gelmek istedi. Ben de her seferinde reddettim. Amma sonunda iki gün önce akşam işi ağlamaya dökünce 'denemekten birşey çıkmaz, sıkılırsa döner evde devam ederim' dedim ve beraber caminin yolunu tuttuk. İlk 4 rekatta mest olmuş şekilde ağzı açık cemaati seyretti. Diz çöküp oturdu. Sonra ayaklarını uzattım. Sona doğru biraz daha rahatladı ve sırtını sütuna dayayıp camiyi seyretti. Arada bir de senin arkadaşların gibi yapıyorlar dedi. Gelirken allahumme salli okumaya çalışıyordu. Fena bir tecrübe olmadı.

9 Eylül 2009 Çarşamba

OYUNLAR VE FASBUK

Oyunlardan birincisi chuzzle. Yanyana 3 ve daha fazla aynı renkte top geldiğinde patlıyor. Puan kazanılıyor. Arada bir de büyük toplar gelyor. Toplar tüylü ve gözleri ağızları var. Bir topun üstüne çok tıklayınca bir zaman sonra ağzını açıp geğiriyor. Saliha da bunu öğrenmiş önce topları geğirtiyor sonra "yaramaz seniii" diyor.


İkinci oyunu Rocket Mania. Bunu oynayamıyor. Ama açıp bakıyor. "Toket Manya"yı açtım diyor.


Bir de benim facebookdaki videoları izliyor. Fasbukunu açsana diyor arada bir.

31 Ağustos 2009 Pazartesi

AKİKA

Salihanın akikasını sonunda kesebildik. Aslında Temmuz 10'dan sonra kestik ama yazamadım. Önce gidip Sincan/Saraycık köyünden kurban aldık. Orada biraz parçalatıp getirdik. Beklediğimden çok kolay oldu. Bu arada Saliha oradaki koyunları kuzuları sevdi. Allah kabul etsin. Amin

Bunu her açtığımızda "Baba niye kuzunun tüylerinden tuttuuuun?" diye soruyor. Bu arada son heceleri uzatarak konuşmak adeti oldu. Hayırlısı.

28 Ağustos 2009 Cuma

KIZLAAAAY ve KİTAPLAR


Saliha bir şeyi gösterecekse veya birilerini çağıracaksa (kız erkek farketmiyor). "Kızlaaaay" diye bağırıyor.
"Ben dolapta hayika bişey göydüm" de garip laflarından. Buzdolabının kapağının açık kalmasını istediğinde söylüyor. "Bana hakız al bide heker al" sipariş cümlesi,
Bislammah her hayrının başı,
İndigül (İncigül) ve Kurtla Yavru Kuzular son okuduğu iki kitap. ( Sen annemiz deilsin sen hain kurtsun demişler diye anlatıyor.)
Supaneke allahumme ilk ezberle(til)meye çalışdığı duası,
Pub Şa (Cleopatra Stratan) ilk yabancı şarkı ve klibi,
Şemseddin arabaya bin bu sıralar izlediği garip komik klip,
chuzzle bu sıralar oynadığı oyun...

20 Ağustos 2009 Perşembe

AMASRA DEVAM



Amasra gezisinden 3 resim daha koyayım dedim. Uzun zamandır ekleme yapamamışım birden çok olacak ama olsun. Boşa gitmesin o kadar gezdiği çocuğun.

Yandaki resim Ben kayanın üstündeyken çekildi. Saliha oradan düşerim diye iki elini açmış. Yukardakiler dönüş yolunda çekildi. Bir peçete kutusunu yoldan topladığımız böğürtlenleri doldurduk Saliha onu gösteriyor. Diğer foto Saliha ve eşek (soldan sağa). Giderken de inekleri görmüştük. Saliha hanım biraz daha hayvanları tanımış oldu böylece.
Bu arada yeterlilik çalışmasına başladım Saliha umduğumdan iyi çıktı. Keşke biraz daha iyi olabilse. Bakalım zamanla alışır belki. Daha az rahatsız eder beni.

AMASRA GEZİSİ










Saliha kısa Safranbolu Amasra tatilinden döndü. Fotoğraflarını ekleyeyim dedim. Denize giremedi. En fazla yaklaştığı yan fotoğrafta denize taş atarken. Sadece ayakları ıslandı yani o da ayakkabının içinden. Ama denizi çok sevdi. Bu burada mı uyuyor, burnu var mı falan diye garip soruları vardı. Bol bol dolaştı, istediği hemen hemen herşey yapıldı. Ona rağmen arada bir arıza çıkarmaktan kafa ütülemekten geri durmadı. Mısır yedi, atlı karıncaya bindi gezdi dolaştı yukardakiler de bu geziden birkaç fotograftır.


10 Ağustos 2009 Pazartesi

İNEKİİİİM

Saliha büyüyor. Ama yazmayı unutuyoruz. Sevdiği kimseye Saliha sıralayıp duruyor. Canım, tatlım, ördekim, kuzum diye devam ediyor sonra bildiği diğer hayvanlara geçiyor İnekiiiim, böcekiiim, ayııım diye.
Bu sıralar son iki aydır misafirimiz boldu. dede, amca, dayı, iki teyze, tekrar diğer amca. Çocuklar da boldu dolayısıyla yani Salihanın keyfi yerindeydi. Dün de Göksu Parkındaydık amcasının oğluyla akülü arabaya bindi.
Bugün sinek yakaladım. avucumun içinde gösterdim kendinden geçti çocuk gülmekten.

14 Nisan 2009 Salı

SALİHA VE AHMET SELÇUK BEBEK

Saliha -zorunlu- Erzurum tatilinden döndü. Amcası, halasıyla; amcasının oğlu, kızıyla oynadı. Onun açısından gayet güzel bir tatildi. Ama bebek (diğer amcanın yeni bebeği) onun için tam şenlikti, çok sevdi. "Beni bebege götür" diyip durdu bazen de. Video da o neşeli zamanlardan. Saliha kutu kutu pense oynamak istiyor bebekle. Gelecek yaza inşallah o da.

8 Mart 2009 Pazar

PARK VİDEO

Park'dan bir de video. Saliha'nın korkusuz atlayışlarından biri. Sonunda yere düşmüş niye tutmadın? demeyin Çünkü hiçbirinde tutmadım. Bir ağrı acı ifadesi yoktu yüzünde. Galiba adrenalin yükselmesi analjezi etkisi yapıyor, hissedemiyor uşak. Ağırlık da az olunca savrulma yapıyor. (bu etkiyi ben mefhum-u muhalifinden biliyorum. Ben kayınca çok yavaş oluyordu)

PARK VE KAYDIRAK SEFASI








Park (Baark), memleketimizin Saliha'nın en sevdiği köşelerinden biri. Park'a gideceğiz diyince kendinden geçiyor sevinçten. Bugün yazdan kalma bir Pazar'dı güneş vardı ve sıcaktı. Biz de nimet ganimet bildik parkın yolunu tuttuk.

Yine Saliha cesur'du; büyük (en büyük) kaydırağın tepesine çıkıp oradan kaydı kaç sefer. Yaz başında da kayıyordu bunlardan yeni değil gerçi. Yaz başında geldiğimizde 4 yaşında erkek çocuğu kayamayınca Saliha'yı gösterip bayağı utandırmıştı garibanı.

Atlı karınca-salıncak karışımı oyuncağa da bindi. Buna kutu pense diyormuş sonradan intikal ettim vaziyete. Demek ki biri birini takip eden her şeyin adı kutuuu pense: bir daha ki emre kadar.

7 Şubat 2009 Cumartesi

DOOLDU, İİ GEDEEE

Son zamanlar en güldüğümüz kelimesi bu. Annesi öksürünce veya birşeye kızınca Saliha "dooldu anne dooldu" diyor. Bu "nooldu anne nooldu" demek. Zaten şimdilerde nooldu'ya hatta 'ne oldu'ya döndü. Kelimeler düzeliyor. Kaade diyordu kaleme doğrulttu bugünlerde.
...Ve ii gedee. Uyumadan önce iki yanağından öpülmesi lazım Saliha hanımın. Sonra da "ii gedeee" diyor.

1 Şubat 2009 Pazar

SALİHANIN "BETA"SI VAR ARTIK




Salihanın bir balığı oldu. Önce akvaryumu tekrar faaliyete sokmayı düşündüm. Sonra akvaryumcuda beta balığını görünce (severdim zaten bunu) yanlız yaşadığını, fanusta da yaşayabileceğini duyunca bununla başlamaya karar verdim sonra belki akvaryuma döneriz. Beta; yanlız yaşayan başka bir beta olunca kavgaya tutuşan bir tipmiş. Ama görünüşü, etekleri :), şuyu buyu hoşumuza gitti. Saliha da sevdi önemli olan da buydu zaten. Balığa ayna tutulup hayvan kendini görünce savunmaya geçip, yelelerini kabartıp hızlanıyor. Saliha da bizden görüp aynısını yapınca aynayı kaybetmek durumunda kaldık. İnşallah uzun yaşar balık. Adı "saat". İsmi Saliha koydu. (aat) yapacak bişey yok.

23 Ocak 2009 Cuma

BALIKLAR, KUTU PENSE VE OKUMA


Saliha hafta içi hemen her gün annesiyle birlikte "teeeze"lere yani annesinin arkadaşlarına gidiyor. Geçen gün birinin akvaryumu(fanusu) varmış. İçinde de iki balık. Balığın biri diğerini takip eder dururmuş. Saliha birşeyler demiş anlamamışlar. Azaa (arkadaşı) tercüme etmiş. Balıklar kutu kutu pense oynuyormuş diye. Defter kitap ve kalem muhabbetinden bahsetmiştim. Bazen eline bir çocuk kitabı alıp uzun uzun okuyor. Bazen de Kuran. Bize de hatırlatıyor sağolsun. Bazen de cebren okutuyor. Okuu diye tutturunca mecburen okuyoruz.

Bu da nizami okuma yaparken bir fotografı. Dayanamadım, makineyi yetiştireyim dedim. Güzel oldu.

21 Ocak 2009 Çarşamba

UYUKLARKEN NAR YİYEN BEBİK

Günlerden (21.01.2009) idi sanırım. Saliha'nın meyve yiyeceği tuttu. Yediğini de söyleyim hadi. Nar ayıklanmış, kaseye konmuş yiyordu hanımefendi. Uykusu geldi demek. Uyuklamaya başladı. Ama nar yemeği de bırakmaya niyetli değil. Sonunda uyku nardan baldan tatlı geldi. Daha yemeğe devam ederken uyukladı kaldı. Görüntü güzeldi, çektim. Facebook hesabıma da koydum. Güzel oldu. Daha önce de böyle bir çekim yapmıştık ya karanlıktı. Bu daha iyi.

12 Ocak 2009 Pazartesi

İLK ARKADAŞ, İLK OYUN

Daha öncesinde birşey aklıma gelmiyor. İlk arkadaşı Azra diye bir yaşıtı. "Azaaa" diyebiliyor. Annesinin söylediğine göre birbirlerini gördüklerinde iyi bir sarılırlarmış. İlk oyun da "kutu kutu pense" galiba. İlk arkadaşıyla bu oyunu oynuyor. Ne oynadınız deyince "kutuuuu, pesee" diyor. Konuşması yavaş gidiyor veya bize öyle geliyor. Sevilecek zamanı uzar iyi ya.
Bu arada gece birkaç kere uyanıyor. Annesinin hakkını o da ödeyemez diğer çocuklar gibi.

4 Ocak 2009 Pazar

OYUNCAK BEBEK VE BEZ

Hiç video eklemezken iki günde iki video fazla olacak ama olsun. Bazen fotoğraf makinesi bir köşede unutulur, bazen sürekli kullanılır. Baktım Saliha bebeğini bezlemeğe çalışıyor; çekeyim bari dedim. Konuşmalar çok anlaşılmayabilir. "Bebek küçük, bez büyük, mendil getir baba." diyor. Aklındaki bilinmez. Ya mendille bezleyecek, ya da önce bebeğin altını silecek. Ama galiba ikincisi. Çünkü biraz sonra ıslak bez getirdi ve bebeğin altını üstünü bir güzel sildi. Videonun sonraki bölümlerinde de bunlar var.

3 Ocak 2009 Cumartesi

UYUKLAMA VE YEME

Saliha bebeğin dün (04.01.09) gece uyumadan meyve yiyeceği tuttu. Bir taraftan uykusu gelmiş, diğer taraftan inatla nar yiyor. bu videonun devamında Saliha bebek önce uykuya isyan edip ağlıyor, sonra annesinin arkasına iliştirdiği yastığa yaslanıyor ve uykuya yenik düşüyor. Bir kere daha böyle ayakta uyumuştu da çekememiştik bu sefer başarılı oldu.

Bundan sonra fotograf ve video da eklemeye karar verdim. Mahzur görmüyorum şimdilik

ABRILİKA VE BURSA GÖREVİ

Saliha henüz konuşmaya başlamadı. Hala sadece bazı kelimeleri yarım yamalak söylüyor. İyi geceler diyebiliyor mesela "gece iii" diye. İsmin ne diyince de "Abrılika" Saliha'ya benzetiyor demek.
15 günden fazla zaman Bursa'daydım. Msn sağolsun biraz işe yaradı ama benim dizüstünün sesi çıkmıyordu, mikrofonu yoktu yani öyle olunca Salihanın ve annesinin sesi geldi, benimki gelmedi. İkimiz de ağızlarımızı açarak filan haberleştik.(nasıl oluyorsa)
Nasılsa aklıma yazmak gelmedi orada hiç. Ama şehir dışı görevleri cidden zor oluyor. Özlüyor insan. Özlemekten çok çocuğun özlediğine üzüldüğüne üzülüyor.
Şimdi pencereden bakıyor ve araba geçtiğinde bana haber veriyor. "Aaaba gel gel" diye. Dışarısı karlı, yollar buzlu. Arabalar az bir yokuş olmasına rağmen kayıyorlar. Saliha beni çağırıyor ben de bakıyorum. Zevkli oluyor. Sadistlik gibi ama ne yapalım.