Salihanın servisi bu(school bus :). Artık sabahın nurunda servise biniyor (6:50), öğleden sonra da geliyor. 
Saliha evin kapısının önünde. Ev ikinci katta, ahşap bir apartmanda. Şimdilik herkes memnun.
Bugün Salihayla at çiftliğine gittik. Çok güzeldi. Çok yazmak gelmiyor içimden fotograf yetsin şimdilik
Bu hafta sonumuz gezmeyle geçti. Her ayın ilk pazarı müze indirimde (bedava sayılır 1 dolar) İlk resim bir astronotun. Güney Carolinalı bir astronotmuş, bir fırlatmada geri dönememiş. Saliha State Museum'un çoğu kısmını sevdi ama sona doğru sıkıldı. Sona doğru iç savaş, tarih kısımları başlamıştı. Tam merak ettiğim yerleri kısa geçtim. Gelecek aya bir daha gelmek üzere ayrıldık.
Masjid-el Muslimin'de namaz arası verdikten sonra bir de çocuk müzesine gidelim dedik. Orası da güzeldi. Bir tarafta "hayat bilgisi" denebilecek kısım, diğer tarafta temel fen bilimleri vb. Yanda çarkları yüz haline getirmeye çalıştık yetmedi ama fena da olmadı.
Çok güzel tıp-doktorluk simülasyonları vardı. Laporaskopik cerrahi yapılan bir makine (resmini çekmemişim) "cerrahi becerilerinizi" test edin diyor. Yanda organların yerlerini öğretme amaçlı bir materyal. Bizim memlekette niye yok bunlar diye sormadan geçemiyor insan. Ankarada bile yoksa ne demeli?
Bu da bir rüzgar kabini giderek hızlı estirilen rüzgar insanı cidden üşütüyor. Salihayla beraber girdik. Güzeldi. 
Son fotograf bahçeden. Muntazam, kırmızı küçük meyveli güzel bir ağaç. Niyet ağacı çekmekti, Saliha da girdi fotografa. Müze gezisinden haberler bunlar.
Kasım sonunda Amerikaya doğru yola çıktık. Yol çok meşakkatliydi. Kısaca perişan olduk diyebilirim. Salihanın sanırım 3.uçaktaki hali yandaki gibiydi. Minimum mızmızlanma ile geldi ama gerçekten tebrik ediyorum. Tabiri caizse koca adam gibiydi. Derken geldik ilk günler -daha önce hiç tanışmadığımız maille görüştüğümüz- bir türk hocanın evinde kaldık. Allah ondan razı olsun.
Sonra bir ev kiraladık, araba aldık ve Salihayı okula yazdırdık. Okulu da öğretmenleri de gayet iyi Saliha okuluna çok çabuk intibak etti. Okullarında türkçe konuşan yok ama kafaya takmadı çok. Okey, yes, no biliyormuşum iyi ki yoksa hiç yapamazdım diyor. :)) Bir de bayrak andı gibi birşey yapıyorlar sabahları ona bozuluyor. Ben Türküm niye onların bayrağına marş söylüyrum diyor. E haklı ama yapacak birşey yok. Resim dönemin son gününden. Öğretmen-talebe hepsi , pijamayla okula gittiler son gün.
Bugün de senato binası ve kampüse doğru gittik. Heryer bomboş. Universite tatilde. Burada kedi yok onun yerine bol bol sincap var. Sincaba Saliha biskuvi verdi. Sincaplar da alıp götürdü yediler. Yarın da müzeye ziyaret var. hadi bakalım bu hafta sonu da böyle olsun. 
